bugün
- şehirler arası aşk yaşamak9
- hamas bir terör örgütüdür14
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- anın görüntüsü14
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler11
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi10
- aleyna tilki10
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız17
- sözlük kızından gelin olmaz21
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- vatandaşlık farkı alan otel21
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- icardi190524
- artificialintelligence12
- icardi1905 silik olsun kampanyası17
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım18
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
entry'ler (748)
Güzeller güleri kızlarımdan biri.Öğretmenler gününde iki şeyi itiraf eden bir kompozisyon yazmasını çok istiyorum:
1)O kadar yüksekten ben nasıl görünüyorum?
2)Beni eğilerek öperken beli ağrıyor mu?
Bu ikisine açıklık getirsin yeter.
1)O kadar yüksekten ben nasıl görünüyorum?
2)Beni eğilerek öperken beli ağrıyor mu?
Bu ikisine açıklık getirsin yeter.
.....
koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
- demeğe de dilim varmıyor ama -
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!*
koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
- demeğe de dilim varmıyor ama -
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!*
(bkz: aha ayağımı soktum mehti)
elinin dilsiz, dilinin hissiz, gözünün sağır, kulağının kör, gözyaşının soğuk, vücutnun ısısı düşük, midesinin kanama halinde, safra kesesinin çürük,sesinin suskunluk, suskunluğunun bekleyiş, bekleyişinin dua, dualarının hayal, hayallerinin kırık olduğu andır.
gece gece beni geçmişte yolculuğa sürükleyen, unutkan yazar.
"Çocuklarım olmadan asla diyorsan ALiYE'Yi; Çocuklarım için seve seve veririm diyorsan BiNBiR GECE'Yi; Çocuklarım küçük yaşta versin diyorsan KÜÇÜK KADINLARI; Çocuklarım çiftlikte versin diyorsan HANIMIN ÇiFTLiĞi'Ni ; Çocuklarımın hepsi tek bir kişiye versin diyorsan YAPRAK DÖKÜMÜ'NÜ ; Sülalenin hepsi birbirine versin diyorsan AŞKI MEMNU'YU izle. Ha bunların içinden izlediğin varsa da bana kızma bilinçaltınla yüzleş."
insanı darmaduman yapan şiirlerin şairi.
su
Bir gun, bir uzun gun hep denize baktik
Miller ve agirliklar bitti
Gelip gecmeler bitti, gemilerin
Beyaz ve kocaman govdeleri
Gozun kahverengi suyuna geldik.
Palamutlar yaktik, calilar her zamanki gibi
Susledi bizi bu ufak degisiklik
Cok agir bir seydi gun dortgenleri ustumuze dusen
Aydinliktan kopan aydinliktan kesilen
Agir mi agir
Kaldik ne kadar kaldiksa boyle
Sonra gun diye bildigimiz ne varsa akitildi
Duvarlar, sarmasiklar, evler akitildi
Gunesler, hizarlar, kiymik taneleri
Vinc sesleri, cekic sesleri bir bir.
Sokagin bitiminde donup arkama baktim
Her sey nasildi diye
Sundurma hazin
Carsi kararsiz
Duzlerde yarlarda tepelerde
Kurtlar, tavsanlar, yilanlar erimekte
Herkes dunyayi bir yanindan onariyor sanki
Meltem belli belirsiz birseyleri kipirdatiyor
Gozumu kapatik sokaga baktigimda
Sudur gun.
Ah sudur, ne yandan baksam sudur
Suyun imgesi sudur
Trenlerin kalktigi her yerde
Bavullar sudur
Bir gun bir Erzurum calkantisi
Obur gun Konya pasi
Manisadan gorunen Istanbul kiyilari
Cantasi acik duran bir kadinin anisi ve
Dudak boyasi
Ardahanli bir kartal
Kizilca hamamli bir pirinc
Tulbentler, yazmalar, krepler
Hep sudur
Askerin son defa memleketine baktigi
Yuzunu cevirince bir bardak gibi dusup kirilan memleket
Ve gemilerin agir agir limanlardan ciktigi
Ah sudur.
Bir gun, bir uzun gun bir aynanin onundeyim
Kirpikler ve saclar bitti
Govdem duvara surte surte inceltilmis bir nesne gibi
Dalgin ve uzun
Uzun ve sisli
Ben ki govdemle tattim govdemi, iyi bilirim
Bir hurma, bir basdonmesi
Kokusu basdonmesinin
Guzel kaplar aldim bu yuzden, ne kadar guzel kap varsa
aldim
Bilmek icin suyumu
Ve hazirlikli degildim ve bildim
Ben suyun bir dakika durdugu
Durunca boguldugu bir yerdeyim.
Bir kilimi yere sermek kadar guzel ne var
Sonra puskullerini duzeltmek kadar
Ya sofraya dilim dilim kesilmis bir domatesi koymaktaki
gorkem
Kamyon surmek yukunu bilmeden
Ve ikimiz bir aksam ustu sirasinda
Ve aksamustunun Anadoluya giden bir otobus gibi kalkmasi
sirasinda
Daglarda, tarlalarda, kopru altlarinda
Sazlarin, taslarin, yasunlarin arasindan gecerek
Bir akik gibi yansiyaraktan hem de
Kirmizi bir karpuzun dogum sancisina
Su akar ben akarim
Ben akarim su akar
Vakit yok bakismaya
Gunlerden suya.
Edip Cansever
su
Bir gun, bir uzun gun hep denize baktik
Miller ve agirliklar bitti
Gelip gecmeler bitti, gemilerin
Beyaz ve kocaman govdeleri
Gozun kahverengi suyuna geldik.
Palamutlar yaktik, calilar her zamanki gibi
Susledi bizi bu ufak degisiklik
Cok agir bir seydi gun dortgenleri ustumuze dusen
Aydinliktan kopan aydinliktan kesilen
Agir mi agir
Kaldik ne kadar kaldiksa boyle
Sonra gun diye bildigimiz ne varsa akitildi
Duvarlar, sarmasiklar, evler akitildi
Gunesler, hizarlar, kiymik taneleri
Vinc sesleri, cekic sesleri bir bir.
Sokagin bitiminde donup arkama baktim
Her sey nasildi diye
Sundurma hazin
Carsi kararsiz
Duzlerde yarlarda tepelerde
Kurtlar, tavsanlar, yilanlar erimekte
Herkes dunyayi bir yanindan onariyor sanki
Meltem belli belirsiz birseyleri kipirdatiyor
Gozumu kapatik sokaga baktigimda
Sudur gun.
Ah sudur, ne yandan baksam sudur
Suyun imgesi sudur
Trenlerin kalktigi her yerde
Bavullar sudur
Bir gun bir Erzurum calkantisi
Obur gun Konya pasi
Manisadan gorunen Istanbul kiyilari
Cantasi acik duran bir kadinin anisi ve
Dudak boyasi
Ardahanli bir kartal
Kizilca hamamli bir pirinc
Tulbentler, yazmalar, krepler
Hep sudur
Askerin son defa memleketine baktigi
Yuzunu cevirince bir bardak gibi dusup kirilan memleket
Ve gemilerin agir agir limanlardan ciktigi
Ah sudur.
Bir gun, bir uzun gun bir aynanin onundeyim
Kirpikler ve saclar bitti
Govdem duvara surte surte inceltilmis bir nesne gibi
Dalgin ve uzun
Uzun ve sisli
Ben ki govdemle tattim govdemi, iyi bilirim
Bir hurma, bir basdonmesi
Kokusu basdonmesinin
Guzel kaplar aldim bu yuzden, ne kadar guzel kap varsa
aldim
Bilmek icin suyumu
Ve hazirlikli degildim ve bildim
Ben suyun bir dakika durdugu
Durunca boguldugu bir yerdeyim.
Bir kilimi yere sermek kadar guzel ne var
Sonra puskullerini duzeltmek kadar
Ya sofraya dilim dilim kesilmis bir domatesi koymaktaki
gorkem
Kamyon surmek yukunu bilmeden
Ve ikimiz bir aksam ustu sirasinda
Ve aksamustunun Anadoluya giden bir otobus gibi kalkmasi
sirasinda
Daglarda, tarlalarda, kopru altlarinda
Sazlarin, taslarin, yasunlarin arasindan gecerek
Bir akik gibi yansiyaraktan hem de
Kirmizi bir karpuzun dogum sancisina
Su akar ben akarim
Ben akarim su akar
Vakit yok bakismaya
Gunlerden suya.
Edip Cansever
Evvel adam sanır idim isminden
Sonra tanıdım dostundan hasmından
Bir de meymenetsiz maymun resminden
Bir Nur görünmeyen tipe s.çayım !
neyzen tevfik
Sonra tanıdım dostundan hasmından
Bir de meymenetsiz maymun resminden
Bir Nur görünmeyen tipe s.çayım !
neyzen tevfik
Evvel adam sanır idim isminden
Sonra tanıdım dostundan hasmından
Bir de meymenetsiz maymun resminden
Bir Nur görünmeyen tipe s.çayım !
Yezid Führer, zulmü eyler mi ibka ?
Gitti sarık ve kalpak, geldi şapka
Mücahid Atıf Hoca'yı asıp da
Sizi sallamayan ipe s.çayım !
Ademe de Aleme de sövmüşsün
Yağlı kapı ataputu övmüşsün
Asri Yezid'i Haccac'ı sevmişsin;
Şapkaya, papyona, kepe s.çayım !
Sidik gölde, saman çöpte sinek
"Aha derya aha gemi" diyerek..
Öyle gemiye böyle kaptan gerek !
içki boklandığın küpe s.çayım !
Size mi kalmış tasavvuf, ney, ezan
Asıl çaldığın Kemalist borazan !
Akıncı der: lan Sabatayist sazan ;
Türediğin soya sopa s.çayım !
Sonra tanıdım dostundan hasmından
Bir de meymenetsiz maymun resminden
Bir Nur görünmeyen tipe s.çayım !
Yezid Führer, zulmü eyler mi ibka ?
Gitti sarık ve kalpak, geldi şapka
Mücahid Atıf Hoca'yı asıp da
Sizi sallamayan ipe s.çayım !
Ademe de Aleme de sövmüşsün
Yağlı kapı ataputu övmüşsün
Asri Yezid'i Haccac'ı sevmişsin;
Şapkaya, papyona, kepe s.çayım !
Sidik gölde, saman çöpte sinek
"Aha derya aha gemi" diyerek..
Öyle gemiye böyle kaptan gerek !
içki boklandığın küpe s.çayım !
Size mi kalmış tasavvuf, ney, ezan
Asıl çaldığın Kemalist borazan !
Akıncı der: lan Sabatayist sazan ;
Türediğin soya sopa s.çayım !
O dönemde hükümete taşınır mallara el koyma yetkisi verilir. Bu tür işlemlerde aşırıya gidilmesini ve haksızlıklar yapılmasını Eşref asağıdaki dörtlükle eleştirir:
Istimlak denilen kanun
Öyle gitmekte ki artık dikine
Biri memişhanede görülse,derhal
Vaziyed eyleyecekler s.kine.
Istimlak denilen kanun
Öyle gitmekte ki artık dikine
Biri memişhanede görülse,derhal
Vaziyed eyleyecekler s.kine.
asıl ismi mehmet eşref'tir.Türk edebiyatının hiciv ustalarından biridir. neyzen tevfik, onu kendi üstadı saymıştır.
bir tarihte bir tren yolculuğunda eşref e takılıp kızdırmayı adet edinmiş münasebetsiz bir arkadaşı: "eşref, insanoğlu çamurdan husule gelmiş derler; söylesene adem'in çamurunda saman var mıydı acaba?" diye sorar.
eşref :"o an arkadaşa yüce kuranın ayetleri ile cevap vermek istediysem de gerek görmeyip şu dörtlüğü yazdım." der:
ey bana tıynet-i adem in çamurunda saman var mı diyen
gel bir daha etme bu sual-i hamı
çamurunda saman olsaydı eğer ebül beşer in
çatlayıp ta yarık olmazdı ananın ..mı
bir tarihte bir tren yolculuğunda eşref e takılıp kızdırmayı adet edinmiş münasebetsiz bir arkadaşı: "eşref, insanoğlu çamurdan husule gelmiş derler; söylesene adem'in çamurunda saman var mıydı acaba?" diye sorar.
eşref :"o an arkadaşa yüce kuranın ayetleri ile cevap vermek istediysem de gerek görmeyip şu dörtlüğü yazdım." der:
ey bana tıynet-i adem in çamurunda saman var mı diyen
gel bir daha etme bu sual-i hamı
çamurunda saman olsaydı eğer ebül beşer in
çatlayıp ta yarık olmazdı ananın ..mı
(bkz: ölmeyensin)
(bkz: eşeğin gölgesi)